- Yurt Dışı Röportajları
- Yazılar
İsveç Malmö'de Yaşamak & Çalışmak
22 Aralık 2022ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunu Bahar Hanım, İsveç'te yazılımcı olarak çalışıyor. Bahar Hanım, İsveç'te yaşamak ve çalışmak hakkındaki tecrübelerini Çizzgi ile paylaştı. Keyifli okumalar dileriz 😍
"Eğitim bedava, anne ve babanın istediği gibi kullanabileceği toplamda 2 yıl ebeveynlik izni var..."
Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
- Merhaba ben Bahar Şevket. 34 yaşında bir yazılımcıyım ve ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Ayrıca Twitter'da @bahar_sevket olarak bulabilirsiniz.
İsveç'e ne zaman ve nasıl gittiniz acaba?
- 2019’dan beri İsveç'te yaşıyorum ve orada bir oyun şirketinde(Electronic Arts - DICE) Oyun Sistemleri Programcısı(Gameplay Programmer) olarak çalışıyorum. İsveç'e iş nedeniyle taşındım. Daha doğrusu çeşitli başvurular yapmıştım en uygun teklif buradan geldi.
Peki neden yurt dışında yaşamak istediniz?
- Türkiye’de iken de uzun yıllar oyun geliştirme alanında çalıştım ve başarılı projelerde yer aldım. Ama daha sonrasında farklı projelerde çalışmak istedim ve istediğim tarzda projeler Türkiye'de olmadığı için yurt dışına gitmeye karar verdim. Ayrıca farklı yerlerde yaşayıp farklı hayat tarzlarını tecrübe etmeye de hevesim vardı.
Bisikletle doğada güzel birgün.
Araştırma sürecinde sizi en çok zorlayan şey ne oldu ve nasıl çözdünüz o sorunu?
- İş bulma süreci aylar hatta aralıklarla yıllar aldı. Çalıştığım sektörde iş görüşmeleri çok zaman alıyor ve farklı alanlardan sorular soruluyor. Birkaç görüşmeye girince neleri sordukları öğreniyorsunuz ama ilk başlarda bazı kötü görüşmeler yaşadım.
Ayrıca İngilizce bilmeme rağmen konuşma pratiğim az olduğu için bu da görüşmelerde çok heyecanlanmama ve istediğimi tam ifade edememeye neden oluyordu. Başarısız geçen görüşmelerden ders alarak, sorulan soruların cevaplarını daha iyi öğrenerek ve kendimi anlattığım kısımlarda ne söyleyeceğimi daha detaylı ve İngilizce düşünerek görüşmelerdeki performansımı artırmayı başardım.
İlk kez giderken, toplam masraflarınız için minimum ne kadar para gerekti?
- Kendi cebimden 2,3 bin Euro civarı gerekti ama bu biraz yanıltıcı bir rakam olabilir. Uçak biletim ve taşınma masraflarım için çalışmaya gittiğim şirketin 2 bin Euroluk bir taşınma destek yardımı vardı. Ve aynı zamanda bir süreliğine ucuz ve eşyalı bir yerde kalmamı ayarlamışlardı.
İsveç'te ben.
Vize alırken tecrübe ettiklerinizi somut bir şekilde paylaşabilir misiniz?
- Yine benim durumum biraz istisnai ben aynı zamanda başka bir EU ülkesinin vatandaşı olduğum için İsveç'te yaşamak ve çalışmak için vizeye ihtiyacım olmadı. Ama Türkiye'den benimle benzer zamanda gelen arkadaşların tecrübesini aktarabilirim.
İş sözleşmesini imzaladıktan sonra çalıştığınız şirket size bu süreçte destek oluyor ve gerekli belgeleri sağlıyor. Konsolosluktan randevu alıp başvuruyu yapıyorsunuz ve genelde 1 yada 2 ay içinde çalışma vizeniz hazır oluyor.
Gittiğiniz ülkenin dilini ne kadar sürede ve nasıl öğrendiniz? İngilizce seviyeniz nasıldı giderken ve şimdi nasıl?
- İsveççeyi hiç öğrenmedim ve muhtemelen hiç öğrenmeden yıllarca orada yaşayabilirim. İnsanların %90'ı gayet iyi İngilizce biliyor markette, bankada, restoranda, kargocuyla, hastanede İngilizce konuşmak istediğinizi kibarca belirttiğinizde genelde sorunla karşılaşmıyorsunuz.
İngilizcem iyiydi çünkü üniversitede eğitim dili İngilizce olan bir okulda okuyup sonrasında Türkiye'deki iş hayatımda da İngilizceyi kullanmıştım. Taşındıktan sonra daha çok kullandığım için konuşma açısından çok daha iyi oldu. Zaten iş bulabilmek ve kendini geliştirebilmek için İngilizceyi iyi öğrenmek ilk adım.
Malmö şehrinden manzaralar.
Yaşamakta olduğunuz evi nasıl buldunuz ve kirası ne kadar?
- İlk taşındığımda çalışmakta olduğum şirket yardımı ile geçici süre olarak kalabileceğim eşyalı kiralık bir eve yerleştim. Bazı şirketler otel ayarlıyor bazıları da kalıcı olarak yaşayabileceğiniz kiralık bir evi daha ülkeye gelmeden bulmanıza yardımcı oluyor. Ama ben geçici yerimde iken internet üzerindeki ev ilanlarına başvurarak 1 ay içinde kalıcı evimi buldum. Tercih meselesi; ama ben yine eşyalı kiraladım.
70 metrekare eşyalı, 1000 Euroydu kirası, buna ısınma su elektrik de dahil. Sadece internet faturası ayrıydı o da tercihinize göre 30,40 Euro civarı. Benimkine benzer daha ucuz veya konumu daha merkezi bir daireyi de heralde en fazla 3 4 ay içinde bulabilirdim. Eşyasız benzer dairelerde yaşayan arkadaşlar 700,800 Euro civarı kiralar verenler var. Bu Malmö şehri için geçerli Stockholm biraz daha pahalıdır.
Bu arada şehir küçük olduğu için evim merkezde olmamasına rağmen merkeze varmam otobüsle 20 dk sürüyor yürüyerek bile gidilebilir. İsveç'te yalnız yaşamak yaygın, apartman daireleri Türkiye'de alıştığımızdan daha küçük. Büyük olanlar daha zor bulunuyor veya daha pahalı oluyor. Ya da merkezde yaşamak istemiyorsanız araba veya trenle şehre yarım saat mesafelerde çok hoş müstakil evlerden oluşan kasaba/mahalleler var. Oralarda da makul fiyata yaşanılabilir.
Ayrıca satın almak kirada yaşamaktan daha da mantıklı çünkü krediler mortgage şeklinde ve bu da uzun yıllar düşük faizli kira öder gibi kredi ödeyebilmek anlamına geliyor.
Peki işinizi nasıl buldunuz?
- İnternetten ilgilendiğim şirketleri araştırarak ve takip ederek, açılan ilanları inceleyip nasıl şeyler istediklerini anlayarak başladım. Tabii LinkedIn kullanmamın yardımı oldu ve gerek oradaki veya şirketlerin kendi sayfalarındaki ilanlara direkt başvurarak veya çalışan arayan recruiter'lar aracılığıyla birçok şirketle görüştüm.
Bu arada ilk geldiğimde başka bir şirkette çalışmak için gelmiştim bir süre sonra iş değiştirdim.
İsveç'te çalışmak isteyenlere yararlı olacağını düşündüğünüz somut bilgiler verebilir misiniz?
- Bu ülke hakkında bazı tam doğru olmayan stereotipler var. Mesela soğuk falan değil. Ankara'da 12 sene yaşadıktan sonra Malmö’ye soğuk diyemem, hava sıcaklığı 0’ın altına bile düşmüyor. Stockholm biraz daha soğuktur. Tabi kışın günler daha kısa sürüyor ve genelde hava bulutlu oluyor bu bazı insanların moralini bozuyor; beni pek etkilemedi. Yazlar daha serin oluyor ama bence bu da aslında iyi bir şey. Herhalde klimaya pek ihtiyaç duymazsınız.
İnsanlar biraz daha mesafeli ama size saygılarından dolayı öyleler. Sizin kişisel alanınıza davet edilmeden girmeye kalkmazlar. Ama arkadaşlıkları aktiviteler üzerinden kurabilirsiniz. Küçük şehirlerde bile spor, sanat, entelektüel aktiviteleri yapmak için gruplar kurulup isteyenler davet ediliyor.
Oldukça da göçmen ya da popüler tabiriyle “expat” var, bu insanlarla da ortak nokta bulup arkadaşlık kurmak mümkün. Çocuğunuz varsa veya yapmayı düşünüyorsanız İsveç harika bir yer. Eğitim bedava, anne ve babanın istediği gibi kullanabileceği toplamda 2 yıl(daha fazla bile olabilir) ebeveynlik izni var.
Eğer kalıcı iş kontratınız varsa ve deneme süresini bitirdiyseniz(yasal olarak 6 ay) çok kusurlu bir şey yapmadığınız sürece işten atılmanız imkansıza yakın. Çoğu işyerinde sendikalaşma var ve sendikalar çalışanlar adına bazı haklar için pazarlıklar yapıyor.
Ülkede çok fazla insan yok o yüzden bana ferah bir his veriyor. Sokaklar veya herhangi bir yer fazla kalabalık olmuyor, Türkiye'deki büyük şehirlere kıyasla.
Şehir içi ve şehirlerarası bisiklet yolları var, biraz antrenmanla siz de bir İsveçli Hollandalı gibi her yere bisikletle gidebilirsiniz.
İnsanlar doğada gezmeyi seviyor ve gezilebilecek çok güzel yerler var.
İsveç'te doğada.
İsveç'in sağlık sistemi hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz? Hiç hastaneye gittiniz mi?
- Sağlık sistemi dürüst olmak gerekirse beni biraz şaşırttı. Muhtemelen kapasite yeterli değil o yüzden Türkiye'de özele gitseniz çok daha hızlı alacağınız bazı hizmetleri burada çok uzun süreler bekleyerek alabiliyorsunuz.
Öncelikle uzman bir doktora o kadar kolay gidemiyorsunuz, önce GP’ye(general practitioner, aile doktoru gibi bir şey) görünmeniz ve onun sizi alakalı bölüme sevk etmesi gerekiyor. Sonra size uygun olan zamanda bir randevu veriyorlar ve bu haftaları bulabiliyor. Ama hastaneye gittiğinizde doktorların ve hemşirelerin sizinle ilgilenmek için çok daha fazla zamanı var ve işlerinde acele etmiyorlar.
Güzel olan başka bişey de mesela hafif bir hastalığınız varsa ve kendinizi işe gidecek kadar iyi hissetmiyorsanız, buna sadece bir boğaz ağrısı bile dahil, rapor almadan 7 gün boyunca evde hastalık izniyle kalabiliyorsunuz. Sadece işvereninize hasta olduğunuzu bildirmeniz yeterli, rapor ancak 7. günden sonra gerekli.
Eklemek istediğiniz başka bir şey ya da yaşadığınız başka sorunlar var mı?
- Her ne kadar herkes İngilizce bilse ve konuşsa da yazışmalar hep İsveççe ve her şey için sürekli eve çeşitli kurumlardan İsveççe mektuplar geliyor. Ama artık teknoloji bu sorunu da çözüyor Google Translate en büyük dostunuz ve İngilizce-İsveççe çevirisi de oldukça iyi. Telefon uygulamasında fotoğraftan çevirme özelliği ve yine konuşmadan çevirme özellikleri var.
Bazı ustalık zanaatkarlık gerektiren hizmetler Türkiye'ye göre çok pahalı. Aslında bu sosyal politikanın sonucu. Farklı iş grupları arasındaki finansal farkın çok büyük olmaması hedeflendiği için böyle. Bu usta pahalılığı yüzünden Türkiye'de kesinlikle elinizi sürmeyeceğiniz işleri, ya ben bunu internetten öğrenip yaparım derken buluyorsunuz kendinizi.
Yurt dışına çıkmadan ya da orada yaşamaya başlamadan önce keşke bilseydim dediğiniz bir şey var mı? Deneyimlerinizden yola çıkarak bir tavsiyede bulunabilir misiniz?
- Neden gidilmek istendiği iyice düşünülmeli ve gittiğiniz yerdeki işinizin ve hayatınızın bu isteklerinize paralel olanaklar sunup sunmayacağı tartılmalı. Ve bu isteklere ilk aylardan ulaşılamayabileceği, bazı şeylerin zaman aldığı hatırlanmalı.
Ailenizden ve arkadaşlarınızdan çok uzaklara gideceksiniz, her zaman özleyeceğiniz şeyler olacak gerek insan gerekse yaşadığınız yerdeki bazı şeyler veya ritüeller. Giderek kazancağınızı düşündüğünüz şeyler kaybettiklerinize değecek mi? Bunlar ancak kişisel olarak cevaplanabilecek sorular ama unutmayın ki hoşunuza gitmezse dönebilirsiniz, bu yenildiğiniz anlamına gelmez hayat ve istekler sürekli değişir.
Ayrıca biraz planlama ile ziyaretler için ucuz uçak bileti bulmak da her zaman mümkün. Yeni bir yere gitmek biraz macera yani maceracı ruh halinizi takının ve bir süre zor olacağına hazır olun. Genelde bir iki yıl içinde alışıyorsunuz. Bence bazı alışkanlıklarınızı geldiğiniz yerde bırakın ve gittiğiniz yerde başka şeyler keşfedin.
Kendi kültürünüzden de getirip oradaki insanlarla paylaşabileceğiniz çok şey var özellikle yemekler :)
Malmö şehrinden manzaralar.
Çizzgi olarak, çok teşekkür ederiz bu bilgiler için 😇