- Yurt Dışı Röportajları
- Yazılar
Farklı Sektörlerde Çalıştıktan Sonra Öğrenci Vizesi ile Sidney'e Taşınmak
26 Ağustos 2023Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünden mezun olduktan sonra farklı alanlarda çalışıp, 33 yaşında Sidney'e göçen Volkan Bey'in heyecan dolu hikayesi. Keyifli okumalar 🥳
"LinkedIn’den Sydney’deki uluslararası zincir marka otellerin yöneticileriyle bağlantı kurup mesajlaşarak iş bulmayı denedim..."
Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
- Ağustos ayında Güney Yarım Küre’de kışı yaşayan Sydney’den herkese selamlar.
İsmim Volkan Aktan, 33 yaşındayım ve İstanbul doğumluyum. 2008 yılında ÖSS’de derece (500 bininci☺) yaparak kazandığım Karadeniz Teknik Üniversitesi, Turizm ve Otel İşletmeciliği (ön lisans, yaygın adıyla iki yıllık) bölümü ile kendimi “turizmci” olarak tanımlamaya başladım.
Ön lisansın devamında Dikey Geçiş Sınavı ile Boğaziçi Üniversitesi, Turizm İşletmeciliği bölümünde turizmin bir de lisansını okudum ve 2014 yılında mezun oldum. Hikayemin bundan sonrası tamamen bu sıçrayışın bir sonucu oldu diyebilirim.
Ben..
Kariyerimle ilgili biraz detay vermek istiyorum çünkü okuduğun bölümün dışına çıkmamanın, 15 bin km. ötedeki Avustralya’da nasıl kapılar açabileceğini ancak böyle resmedebileceğimi düşünüyorum. 6 yıllık turizm eğitimim boyunca Hilton, Hyatt, Radisson gibi uluslararası zincir otel markalarında ve TAV Grubu’nda çeşitli bölümlerde dört staj yaptım ve sektör dışına hiç çıkmadım. Son stajım satış & pazarlama bölümündeydi ve en çok burada çalışmaktan keyif almıştım. Bu nedenle kariyerime bir satışçı olarak devam etme kararı aldım.
Mezuniyet sonrası satış kariyerim, 2014-2016 yılları arasında ilk staj yaptığım otel grubu olan Hilton’un İstanbul merkez satış ofisinde başladı. Devamında bir kariyer değişikliği yaparak Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Turizm Fakültesi’ne araştırma görevlisi olarak atandım ve özel sektörü, İstanbul’u ve tüm sosyal çevremi geride bırakarak sıfırdan yeni bir hayata başladım. Yaklaşık 3,5 yıllık akademik kariyer sonrası Eylül 2019’da tekrar “reset tuşu”na basmam gerektiğini hissettim ve tam yol ayrımında karşıma biri otelcilik/satış ve diğeri turizm alanında bir Startup firmasında satış olmak üzere iki seçenek çıktı. Daha önceki tecrübemden dolayı otelcilikten devam etmek daha mantıklı geldi ve bu kez de Bodrum’da lüks bir otelde satış bölümünde sıfır kilometre bir hayata başladım. Burada 3,5 yıl satış müdür yardımcısı ve satış müdürü pozisyonlarında çalıştıktan sonra bir daha ihtiyaç duymayacağımı düşündüğüm için çok derinlere gömdüğüm “reset tuşu”nu aramaya başladım ve Avustralya tam da bu noktada karşıma çıktı. ☺
Avustralya’ya ne zaman ve nasıl gittiniz? Somut bilgiler vererek açıklayabilir misiniz?
- Avustralya’ya Aralık 2022’nin sonunda, yani 9 ay önce öğrenci vizesiyle (Subclass 500) geldim. Aslında buraya nitelikli göçmenlik vizesiyle gelmek de bir seçenekti fakat mesleki denklik (skill assessment) süreci ve yıllarca sürebilen başvuru süreçlerini kaldıramayacak bir psikolojideydim ve en kısa ve en hızlı yoldan gelmek istedim. Üstelik o dönem öğrenciler için pandemiden miras kalan sınırsız çalışma hakkı da bulunuyordu. Ne kaybedebilirdim ki?
Buraya öğrenci olarak gelenler genellikle dil okuluyla geliyor ve sonrasında sertifika ve diploma programlarıyla öğrenciliğe devam ediyor. İngilizcemin iyi seviyede olması ve profilimden dolayı Türkiye’de faaliyet gösteren bir acente aracılığıyla doğrudan 1,5 yıl süreli Diploma programına (Diploma of Leadership and Management) başvurdum ve bu program ile Sydney’e geldim.
Avustralya günlükleri...
Neden yurt dışında yaşamak istediniz?
- Türkiye’deki son otelcilik tecrübemde yılın büyük bölümünü yurt dışı iş seyahatleriyle geçiriyordum. Şu ana dek 32 farklı ülkeye sayısız seyahatim oldu ve gittiğim her ülkede insanları ve sosyal hayatı gözlemleme fırsatım oldu. Sürekli seyahat halinde olunca yurt dışında kalıcı olarak yaşama isteği doğal olarak oluşuyor ancak benim için en önemli sebep, birçok insanda olduğu gibi Türkiye’de günden güne daha kötüye giden ekonomik ve sosyal koşullar ve siz eğitim ve mesleki anlamda ne kadar donanımlı olursanız olun mevcut düzende emeğinizin karşılığını verebilecek bir sistemin var olmaması oldu. Son reset tuşu’nda kendimi Türkiye sınırlarında seçeneksiz hissettiğim anda Avustralya düşüncesi ortaya çıktı. Aslında bu ülke aklıma asla gelmeyecek kadar uzak bir seçenekti. Avustralya fikri ilkokul arkadaşım Mesut’un (fotoğrafta solda) Melbourne’ye yerleşmesi sonrası tecrübelerini aktarması ve beni bu konuda motive etmesi sonucu ortaya çıktı. Tüm süreç doğum günüm olan 17 Ağustos’ta, yani tam 1 yıl önce acenteye attığım ilk maille başladı ve 3 ayda tüm süreçleri tamamlayıp Kasım ayında vizemi aldım.
Avustralya günlükleri...
Araştırma sürecinde sizi en çok zorlayan şey ne oldu ve nasıl çözdünüz o sorunu?
- İş seyahatlerinde kalacağı oteli uçaktan inip havalimanında pasaport kontrolü sırasında araştırıp yapan, hatta bazen yetiştiremeyip pasaport polisiyle papaz olacak kadar rahat ve “hallederiz ya” kafasında bir insan oldum hep. Ama bu bilinçli plansızlıkların üstesinden her zaman geldim, nedense o son dakika gerginliği bana çok iyi geliyor. Bu yüzden Avustralya’ya adım atana kadar hiç araştırma yapmadım, bilmek istemedim. Beni bu kararımdan vazgeçirebilecek bir şeylerle karşılaşmak istemedim belki. Sydney’e bir başıma ilk adımımı attıktan sonra başıma gelenler de hep bu yüzden. ☺
Avustralya günlükleri...
Peki, ilk kez giderken, toplam masraflarınız için minimum ne kadar para gerekti?
- Başımı en çok ağrıtan konu bu oldu belki de. Avustralya öğrenci vizesiyle gelecek olan insanların çalışmayacağını varsayıyor ve burada geçireceğiniz süredeki giderlerinizin hali hazırda sizin veya sponsorunuzun hesabında olmasını istiyor. Yoksa vize başvurusundan doğrudan ret alıyorsunuz. Benim için bu 29.641 Avustralya dolarıydı (o dönem için 385 bin TL). Acenteden gelen bilgiyi doğrudan ekliyorum:
- Başvuru sahibinin 1 yıllık yaşam masrafı (eğitim süresince): AUD $21.041
- Başvuru sahibi için 1 yıllık eğitim ücreti: AUD $6.600
- Başvuru sahibi için seyahat masrafı (çift yön): AUD $2.000
- Toplam: AUD $29.641
Vize başvurusundan itibaren Avustralya’ya adım atana kadar toplam harcamam 4500 Avustralya Doları civarı oldu. Bu tutarın içeriği diploma programının ilk taksiti ve kayıt ücreti (1250 AUD), sağlık sigortası (800 AUD), vize başvuru ücreti (660 AUD) ve uçak biletinden (1800 AUD) oluşuyor.
Vize alırken tecrübe ettiklerinizi somut bir şekilde paylaşabilir misiniz?
- Vize başvurum sonrası benden sonraki birçok öğrenci adayının başvurularına destek olduğum için vize süreci uzman olduğum bir konu oldu. Eğer iyi bir firma ile çalışıyorsanız danışmanınız her konuda sizi yönlendiriyor, benim de en büyük şansım bu oldu belki de. Başvuru dosyanızın hikayenizi çok iyi anlatması gerekiyor ve niyet mektubunda da dosyanızı ve Avustralya’ya neden gitmek istediğinizi çok iyi anlatmanız gerekiyor. Danışmanımın da yönlendirmeleriyle 4 sayfalık bir niyet mektubu oluşturduk ve akademik geçmişimden de dolayı niyet mektubum birçok atıf barındırıyor.
Arkadaşlarımla...
Avustralya dışında iki ülke (Almanya, İrlanda) ekleyip her iki ülkeden eğitim kurumlarının web sitelerini kaynak göstererek neden bu ülkeler değil sorusunu cevaplayıp sonrasında seçtiğim şehirden seçtiğim eğitim kurumuna kadar hep kıyaslamalar, atıf vermeler şeklinde kapsamlı bir niyet mektubu hazırladık. Bu eğitimi tamamlayıp Türkiye’ye döndüğümde ne gibi faydalar elde edeceğim sorusunu otel markalarından pozisyona, maaş aralığından sosyal statüye kadar her detaya yer vererek cevapladığım kusursuz bir dosya hazırladık. Seyahat geçmişimin ve pasaportumdaki vizelerin (3 schengen, 2 İngiltere) de vize sürecine olumlu etki ettiğini düşünüyorum. Ve sonuç olarak vize başvurusundan 10 gün sonra, Mayıs 2024’e kadar geçerli olan vizemi almış oldum.
İngilizce seviyeniz giderken nasıldı ve şimdi nasıl?
- Buraya gelirken İngilizcem yazılı ve sözlü iletişimde sorun yaşamayacağım kadar iyiydi. Zaten son 4 yılda iş hayatında Türkçe’den çok İngilizce yazıyor ve konuşuyordum. Bu yüzden en rahat ettiğim konu bu Avustralya’nın ana dilinin İngilizce olması oldu sanırım. Diploma programının koşullarından biri IELTS/PTE puanına sahip olmak veya kurumun kendi sınavına girmekti. Kurumun sınavı bana gönderildiği an oturup hızlıca yapıp sınavı geçmiştim. Şu aralar Avustralya argosunu öğrenmek için özel bir çaba harcıyorum sadece. Bambaşka bir tecrübe. ☺
Avustralya günlükleri...
Yaşamakta olduğunuz evi/yeri nasıl buldunuz ve kirası ne kadar?
- Keşke gelmeden araştırsaydım dediğim ilk konu bu oldu. Ev bulmak sandığımdan daha zormuş. “Inspection” denilen bir tabir var, ev veya oda kiralamak istediğinizde belirlenen gün ve saatte diğer kiracı adaylarıyla ev bakmaya gidiyorsunuz ve birbirinize rakipsiniz.
Emlakçının beğendiğine veya ederinden fazla teklif edene evi/odayı kiraladığı garip bir sistem. Sizden kiracılık özgeçmişi ve referansı istenilen bir sistem düşünün, kafam hala almıyor.
Ben ise Sydney’e adım attıktan sonra hostelde kaldığım esnada Flatmate ve Facebook Marketplace’ten yayınlanan ilan sahipleriyle iletişime geçtim ve Sydney’deki 2. günümde Facebook’ta bir Türk tarafından yayınlanan ilana denk gelerek yaptığımız yazışmalarla şu an hala yaşamaya devam ettiğim evi buldum. Hiç inspection’a gitmeden ev bulduğum için aşırı şanslı hissediyorum kendimi. Ev kiraları (aslında her şey) haftalık olarak ödeniyor ve iki kişi kaldığımız evin kirası haftalık 600 AUD.
İşinizi ne yaparak buldunuz?
- Sydney’de biri hobi sayılsa da iki işim var. Hiç araştırma yapmadan gelmemin ikinci mağduriyetini iş başvuruları yaparken yaşadım.
İlk olarak LinkedIn’den Sydney’deki uluslararası zincir marka otellerin yöneticileriyle bağlantı kurup mesajlaşarak iş bulmayı denedim ama öğrendim ki 1 Temmuz itibarıyla öğrencilerin çalışma saatleri 24 saate düşürülecekmiş. Başvuru sürecinde hiç araştırmadığım için bu konuyu bilmiyordum. Bu nedenle iletişime geçtiğim insanlar açık pozisyon olsa bile 6 ay için full time değerlendirmek istemediklerini söylüyordu.
Hatta yaşadığım en sinir bozucu tecrübe, online mülakat için giyinmiş mülakat saatinde ekran başında beklerken, bir mail gelmesi ve mailde öğrenci vizelerine çalışma kısıtlaması geleceği için mülakatı yapmak istemiyoruz yazmasıydı.
Bir yandan LinkedIn’de yazışmalara devam ederken, diğer yandan da Avustralya’nın en popüler iş arama sitesi olan Seek.com.au’dan profilime uygun işlere başvuru yapmıştım.
Sydney’deki 3. günümde Avustralyalı bir otel zincirinden İş Geliştirme Müdürü pozisyonu için mülakat daveti aldım ve 10 Ocak’ta girdiğim mülakat ilk ve son mülakatım oldu. Otelin genel müdürüyle harika bir görüşme gerçekleştirdik ve Temmuz’a kadar full time, sonrasında ise part time olacak şekilde anlaştık ve Şubat ayında iş başı yaptım.
Kendimi kanıtlamak için harika bir fırsattı bu ve ben de tam olarak öyle yaptım. Daha yolun başında, 3. haftanın sonunda genel müdür bana sponsor olmayı düşündüklerini söyledi. Nisan ayında yaptığımız toplantı sonrası ise sponsorluk süreci resmi olarak başladı. O süreçte bir de ikinci çeyreğin en iyi performansı ödülüne layık görüldüm.
Ödülüm...
Temmuz sonunda ise sponsorluk vizem onaylandı ve öğrenci vizesinden çalışma vizesine (Subclass 482 – Skilled Shortage Visa) geçtim. Tüm vize masraflarını işverenim üstlendi ve şu an Temmuz 2025’e kadar çalışma vizem bulunuyor. Bu sürecin sonunda ise son yapılan düzenlemeye göre kalıcı oturum hakkı elde edeceğim gibi görünüyor.
Bir de hobimden, beni burada en çok tutan şeyden bahsetmek istiyorum. Türkiye’de 2012-2017 yılları arasında futbol hakemliği yapmıştım ve sonrasında iş temposu ve yaşımın ilerlemesi(!) (27 yaşında böyle söylenmişti evet) nedeniyle hakemliği bırakmak zorunda kalmıştım.
Avustralya günlerimden...
Hosteldeki üçüncü günümde odada otururken burada sporu tekrar hayatımın merkezine koymalıyım diye düşünüyordum ki “acaba hakemlik yapabilir miyim?” sorusu geldi aklıma. Kısa bir araştırma sonrası Eyalet (NSW) Futbol Federasyonu’na bir mail attım ve kısaca niyetimi anlattım. Aynı gün dönüş yaparak ilgili yerlere yönlendirdiler ve süreç hakkında bilgi verdiler. Biri online, diğeri yüz yüze iki eğitim tamamlamam gerekiyordu. Büyük heyecanla online eğitimi hostelde kaldığım sırada bir akşam oturup tamamladım. Yüz yüze eğitim içinse üyesi olacağım hakem derneğinin kurs açmasını beklemem gerekiyordu. Bir şekilde eyaletteki tüm kurs takvimine ulaştım ve bir başka yerde alabilir miyim diye sordum. Evet yanıtı alınca, iki gün sonra Sydney’den 2 saat uzaklıktaki bir şehirde bir kursa kayıt yaptırıp sabah 5’te yollara düştüm ve eğitimi tamamlayıp bilgilerimi ilettim.
Böylece hakemlik serüvenim başlamış oldu. Nisan başında başlayan liglerde son 2 haftaya girdik ve bu sezon şimdiye dek 7 yarı final, 2 grand final olmak üzere 112 maçta görev aldım. Avustralya’da hakemlik 4. seviyeden başlıyor ve 1. seviye bizdeki Süper Lig’in karşılığı olan A League seviyesi anlamına geliyor. Sırf spor hayatımın bir parçası olsun diye 4. seviye olarak başladığım hakemlikte Haziran ayında 3. seviyeye yükseldim ve gelecek yıl yarı profesyonel sayılan eyalet liglerinde görev almaya başlayacağım. Bu yolun sonu nereye gider bilmiyorum ama yol çok güzel. ☺
Hakemlik günlerimden...
Avustralya'da okumak/çalışmak isteyenlere de yararlı olacağını düşündüğünüz somut bilgiler verebilir misiniz?
- Eğer Avustralya’ya gelme amacınız burada dil öğrenip veya bir eğitim alıp kendinizi geliştirip geri dönmekse ve maddi bir kaygınız yoksa gelmenizde hiçbir sakınca yok. Ancak burada çalışıp kalıcı olmak, burada yaşamak gibi hedefleriniz varsa Türkiye’de alanınızda en az 3 yıl tecrübenizin olması çok önemli. Okuduğunuz alan dışında çalışıyorsanız ise bu süre 5 yıla çıkıyor. Skilled Occupation List ‘ten mesleğinizin Avustralya’nın ihtiyaç duyduğu meslekler arasında olup olmadığına bakmanız da çok önemli.
Türkiye’de üniversiteden mezun olur olmaz buraya geldiğinizde hayatta kalmak için bulduğunuz herhangi bir işte çalışmak sizi uzun vadeli hedeflerden uzaklaştırabilir ve büyük bir çıkmaza girebilirsiniz. Bu şekilde birçok örnek var. Öğrenci vizesiyle gelenlerin çalışma süresinin 24 saat ile sınırlandırıldığını, part time çalışmak dışında “yasal” bir seçenek olmadığını ve Avustralya’da şu an yaklaşık 700 bin uluslararası öğrenci olduğunu unutmayın. Bu öğrencilerin büyük bölümü lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında okuyor ve dil sorunları yok. Siz başlangıç seviyesinde bir İngilizceyle geldiğinizde part time iş ilanlarında bu insanlarla rakip olacaksınız. Bunu göz önünde bulundurarak kendinizi hem mesleki, hem de dil anlamında geliştirerek gelmeniz çok daha değerli.
Yaşadığınız ülkenin sağlık sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz? Hiç hastaneye gittiniz mi?
- Eğer kalıcı oturumunuz veya vatandaşlığınız yoksa sağlık sigortası yaptırmanız gerekiyor ve hastanelere gidip tedavi gördükçe masraflarınızın büyük bölümü sigorta firmasından talep edilebiliyor. Kalıcı oturumu olanlar ve AU vatandaşları ise Medicare isimli sigorta sistemiyle sağlık hizmetlerine ücretsiz veya çok uygun bir maliyetle ulaşabiliyor. Şimdiye dek 3 defa hastaneye gitmem gerekti ve masrafların büyük bölümü sigorta firması tarafından iade edildi. Hemen hemen her bölgede “Medical Centre”ler var ve beklemek istemiyorsanız öncesinde randevu alarak hızlı bir şekilde tedavi olabiliyorsunuz.
Eklemek istediğiniz başka bir şey veya yaşadığınız herhangi bir sorun var mı?
- Avustralya’ya ilk adım attığımda konuştuğum herkesin ilk tavsiyesi iş konusunda seçici olma, ne olursa olsun kabul et ve bir yerden başla, nitelikli bir iş bulmak çok zor şeklinde tavsiyeleri olmuştu. Başlangıç pozisyonu için gelen bir mülakat teklifini bana uygun değil diyerek reddettiğimde deli olduğumu bile söylemişlerdi. Ama hiçbir bağlantım olmadan geldiğim Sydney’de 9 ayda yaşadığım tecrübeler bunun tam aksini gösterdi.
Eğer kendinize, niteliklerinize güveniyorsanız kimseyi dinlemeden denemeye devam etmek ve dik durmak gerekiyor. Hayatımda ilki 26, ikincisi 29, üçüncüsü ise 32 yaşında olmak üzere üç defa konfor alanımı terk edip hayata yeniden başladım ve insanlar bana her defasında deli dediler. Ama hayat attığım her yeni adımda bana daha büyük güzellikler sundu. Kendinizi tanıyın ve sizin için neyin iyi olacağını kendiniz değerlendirip ona göre adımlar atın. Herkese sevgiler.
Sidney Geceleri..
Bu bilgi ve heyecan dolu röportaj için Çizzgi olarak çok çok teşekkür ederiz 🥰