Green Card ile Amerika'ya Gidip Teksas'ta Yeni bir Düzen Kurmak

26 Ağustos 2022
Green Card ile Amerika'ya Gidip Teksas'ta Yeni bir Düzen Kurmak

2018 Yılında Green Card çekilişini kazanıp, eşi Gonca Hanım ile Amerika'ya yerleşen Mustafa Bey, Amerika'daki hayatını ve tecrübelerini Çizzgi ile paylaştı. Keyifli okumalar dileriz 🥰

"Amerika’ya gelme konusunu hiç “Mesleki” olarak düşünmedim. Hep dedim ki; pizza dağıtsam daha iyi hissedeceğime eminim."

Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

- Herkese Teksas’tan merhaba. Adım Mustafa Hepekiz, 49 yaşımdayım. Çok kötü bir öğrenciydim, o nedenle Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi ve aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Pazarlama bölümlerinden terkim.

İlk bilgisayar programımı Commodore 64 ile bir doktor için yazmıştım, hasta takibi yapabiliyordu. Bugün, Cisco Systems’de Kıdemli Yazılım Mühendisi olarak çalışıyorum.

Mustafa Hepekiz
Mustafa Hepekiz49 yaşındaKıdemli Yazılım Mühendisi

Yurt dışına ne zaman ve nasıl gittiniz acaba?

- Şanslıyım, 2018 yılında Green Card çekilişini kazandım. Bu çok konuşulan, tartışılan bir şey, gerçekten bir çekiliş olup olmadığı. Gerçekten var ve biz de eşimle birlikte 2.girişimizde bu çekilişi kazandık. Yani sanırım ben biraz daha şanslıyım, ben kazandım.

Çekilişi kazanmak tek başına yeterli olmuyor, sonrasında yaklaşık 1-1.5 senelik bir süreç var, mülakat var. Hepsini hallettik ve 6 Haziran 2019 tarihinde İzmir - İstanbul - Houston uçuşuyla 3 kişilik bir ekip olarak Amerika’ya yerleştik. Ekip, ben, eşim ve tüylü çocuğumuz Smoky’den oluşuyordu.

Evet, açık söylemek gerekirse Green Card sahibi olarak buraya gelmek gerçekten büyük bir avantaj sağlıyor. Kesinlikle her şey demek değil ama hayata, buna sahip olmayan insanlara göre 1-0 önde başlamak anlamına geliyor. Ben zaten çekilişin sonuçlarının açıklanacağı tarihi de tamamen unutmuştum. Gonca bir gece “Ben yatıyorum” dedi ki o genelde erken yatar. Ben de biraz işim olduğunu 1-2 saate yatacağımı söyledim. İşimi bitirdim, laptopun ekranını indirdim ve “Ya Green Card çekilişi vardı ne oldu acaba o” dedim. Açtım tekrar, başvuru evraklarını buldum. Önce eşiminkini kontrol ettim. Kazanamamıştı, ve benimki.. “Has been randomly selected” yazıyordu.

Sonuç : Uykusuz bir gece tabii ki.

Neden yurt dışında yaşamak istediniz?

- Aslında milyon sebep var. Sadece aslında bir arpa boyu yol gidemediğimizi farkettik. Arabamızı yenilemek istiyorduk, her gittiğimiz bayiden boynu bükük çıkıyorduk “Acaba ödeyebilir miyiz” diye. Ev almak için 1-2 yere gittik geldik, aynı kaygılarla bomboş döndük. Bu arada Türkiye’deyken de fena sayılmayacak işlerimiz ve gelirimiz vardı. Ancak kendimizi güvende hissetmiyorduk ekonomik olarak.

Eşimin, yurt dışı yüksek lisans deneyimi var, ben de yerinde durmayan birisi olarak neredeyse dünyada ayak basmadık yer bırakmamış bir ruha sahibim. O nedenle ilk tanıştığımız günden buraya göçene kadar hep “Biz gidelim” durumundaydık. Biraz daha yaşam kalitemizin yüksek olduğu, alım gücümüzün olduğu, sabah uyandığımızda ilk işimizin “Dolar kaç oldu” diye bakmadığımız bir hayatımız olmasını istiyorduk. Mesela ben, Amerika’ya gelme konusunu hiç “Mesleki” olarak düşünmedim. Hep dedim ki “Pizza dağıtsam daha iyi hissedeceğime eminim” ki biz karı koca çok paket de dağıttık bugüne gelene kadar.

Amazon Dağıtımı Sırasında..Amazon Dağıtımı Sırasında..

Peki araştırma sürecinde sizi en çok zorlayan şey ne oldu?

- Biz pek araştırmadık ki. Kucağımızda Green Card vizesini bulduktan sonra, nerede yaşarız bunu araştırdık biraz. Toplam 3 adayımız vardı. San Francisco, Houston ve Austin. San Francisco çok pahalı zaten yeniden başlamak için iyi değildi. Houston da biraz sıkıcı göründü bize. Austin’i seçtik. Genç nüfusun fazla olduğu, festivalleriyle, renkleriyle güzel bir şehirdi. Fena seçim değilmiş bugün hala bunu söyleriz. İş güç konusunda da hiçbir araştırma yapmadık. “Ya nasip” diye geldik. Tabii ki Türkiye’den ayrılmadan iş başvuruları yaptık; ama kimse bizi ciddiye almadı. Gerçi geldikten sonra da almadı, o ayrı bir hikaye.

İlk giderken, ne kadar masraf yaptınız?

Masraflar Hakkında
  • Zorunlu Sağlık Kontrolü: 3000 TL (2 kişi)
  • Vize: 660 Dolar (2 kişi)
  • Uçak Bileti: 2000 Dolar (2 kişi)
  • Otomobil Satın Alma: 8500 Dolar
  • Kira, Depozito, Elektrik, Gaz: 3000 Dolar
  • Market Alışverişi (Günlük): 100 Dolar

- Bunu biraz ikiye ayırmak lazım sanki. Vize, resmi işlemler, yol vs gibi konulara harcadıklarımız, ve buraya indikten sonra harcamak zorunda kaldıklarımız diye. Zorunlu sağlık kontrolü, aşı vs gibi konulara sanıyorum 3000 TL civarı bir ödeme yapmıştık 2 kişi için.

Vize için de iki kişi için yine $660 ödemiştik. Bunu net hatırlıyorum. Sonrası uçak kişi başı $1000 gibi, ayrıca sanıyorum yaklaşık $600 gibi de Smoky için vermiştik, tabi bütün bunlar olurken Amerikan Doları 5 TL’nin altındaydı.

Buraya gelir gelmez harcamanız gereken paralar, öncelikle bir otomobil sahibi olmanız gerekiyor. Mesafeler o kadar uzak ve toplu ulaşım o kadar az ki başka şekilde ulaşımı sağlamak çok zor. Biz $8500 ödeyerek bir SUV almıştık 2012 model.

Ev tutmak zorundasınız, tabi bunu bir aile olarak söylüyorum, bekar birisi oda tutarak da aşabilir bunu. Ev tutmaya gidince Amerika size ilk kez “Merhaba” diyor. Her şey kredi skoru ve kredi geçmişi. Bu olmadığı için 1 kira depozito ödememiz gerekti. Kira, depozito, işlemler, elektrik, gaz gibi depozitolar. Yaklaşık $3000 tutmuştu. İkinci “Merhaba” evin anahtarını alınca geliyor. Beyaz eşya dışında evde bir şey yok. Günlerce yerde oturduk biz.

Evimizde.Evimizde.

Balkondaki plastik koltuklar çok rahatsızdı ve ev bomboş. Her gün bir alışveriş yapmak zorundasınız. Markete her gidiş $100 yazıyor. Ve tabi burada para kazanmadığınız için her şeyi kurla çarpmak çok acıtıcı.

Tabi başka yaklaşık 1 hafta kadar da Airbnb’de kaldık. Oraya da o günün parasıyla 2000 TL gibi bir para ödemişiz. Dolar tutarını yazmıyorum çünkü Türkiye’den ayarlamıştık, TL ödedik. Bu arada otomobil, banka vs işlemleri halletmek için 2 gün Houston’da kaldık. Orada otele de $100 vermişiz ama kötü bir oteldi kabul ediyorum. Deneyimsizlik işte. Bunun yanında her şeyimizi satıp dolara çevirmiştik, onları da daha sonra banka yoluyla transfer ettik.

Vize alırken tecrübe ettiklerinizi paylaşabilir misiniz?

- Yukarıda da belirttiğim gibi Green Card süreci biraz daha farklı. Bizim yaşadığımız en büyük sorun Gonca’nın yurt dışı yaşamından kaynaklandı. Green Card mülakat sürecinde, şayet yurt dışında 1 yıldan fazla yaşadığınız bir başka ülke varsa o ülkeden Polis Kaydı isteniyor. Yani bizdeki Sabıka Kaydı gibi bir şey bu. Bazı ülkeler istisna ama eşim, Hollanda’da kalmıştı o nedenle almamız gerekiyordu.

Gereken başvuruları yaptık, ödemeleri, yolladılar. Ancak bir türlü bize ulaşmadı. Normal postayla gönderiyorlar, izleyemiyoruz. En son bir bilet aldık gitti 2 gün kaldı, aldı geldi, bu yaşadığımız en büyük zorluktu.

Vize randevumuz, Ankara’daydı. 2 gün önce gittik çünkü yapılması gereken sağlık kontrolleri vardı. Bir arkadaşımız bizi evinde misafir etti, hatta bize veda gecesi gibi bir organizasyon bile yaptılar henüz vizemiz yokken.

Ciğer filmleri, kan ve idrar tahlillerimiz yapıldıktan sonra bir doktor bizi muayene etti. Tansiyonumuza baktı. Hatta benimki biraz yüksek çıkınca “Beyaz önlük sendromu mu” dedi. “Kesinlikle evet” dedim. O arada bazı sorular soruluyor. Alkol kullanımı, uyuşturucu kullanımı, sağlık ve psikolojik durumunuzu analiz eden sorular. Ve bazılarını rastgele tekrar soruyorlar. O sırada da 2 kolunuzdan duruma göre 2-3 farklı karma aşı yapıyorlar. Eğer aşı kartınız varsa bazılarını olmayabilirsiniz ama biz olduk. Benim zamanımda aşı kartı mı vardı neticede. Ertesi gün gelip raporlarımızı alabileceğimizi söylediler öğleden sonra için. Gittik ertesi gün. Kapalı sarı zarflar ve kesinlikle açılmaması gerekiyor.

Ankara’da Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği’ne randevu saatimizde gittik. "08.30 olanlar sıraya girsin" dediklerinde biz de girdik. Görevli, tek tek pasaportları kontrol etti ve üst araması yaptı montları çıkarmadan.

Başlamadan önce "Günaydın bugün nasılsınız" dedim dış kapı gü̈venliğindeki arkadaşa "İyiyim teşekkü̈rler" dedi. Durdu 1 saniye kadar "Siz nereden geliyorsunuz" dedi, "İzmir" dedim "Belli oluyor yaklaşımınızdan" dedi.. Bir selamı çok görmemek gerek. 2-3 kişi vardı önümüzde önce eşim sonra ben x-ray için içeriye alındık. Oradaki hanımlara da aynı şekilde gü̈nlerinin iyi olup olmadığını sordum. Üzerimde kemer, çakmak olup olmadığını sordular. "Zor olmasın diye her şey montun cebinde mont da xrayde zaten" deyince "Biz de size hoşgeldiniz diyor ve buyur ediyoruz" dediler pasaportlarımızı verdiler.

İçeride soldaki deskte bir bay bir bayan oturuyordu "Birlikte misiniz" diyerek pasaportları alıp kontrol ettiler listeden. 006 numarayı verdiler ki 6 rakamı benim hayatımda efsanedir. Birçok nonimmigrant vize bekleyen vardı bankolar önünde, bize oturmamız söylendi. 5-6 dk sonra 10 numaralı bankoda numaramız yandı. Gittik bir hanımefendi. Sağlık raporundan başlayarak sırayla evrakları istedi. Okulumun Dokuz Eylü̈l Üniversitesi İşletme Fakü̈ltesi olduğunu görü̈nce "Ben de orada okudum" dedi. Kendisine rezil bir öğrenci olduğumu bitirmediğimi söyledim. "Ben de kötü̈ydü̈m karşıdaki Zuhal Cafe'den aldım diplomayı neredeyse" dedi. Gü̈ldük biraz.

Sonra lise çıkış kağıdımı görü̈nce de "Aaaa lise Gazi Lisesi mi" dedi evet dedim ama o Alsancak Gazi İlkokulu'nda okumuş karıştırdı önce. Sonra ortayı bulduk. Arkadaşımız var Houston'da oraya gideceğimizi söyleyince "Ben olsam onaylamam İzmir'den sonra Houston düşünmek lazım" dedi. "Çeşme'de mi evlendiniz" dedi "Lütfen Alaçatı" dedim gü̈ldü. Google çalışanı olduğumu duyunca "Sorularımız olursa arayabilir miyiz" dedi "Tabii ki" dedim hatta wetransferle ilgili bir şey sordu. Cevap verdim. Bütün evraklar tamam olduktan sonra "Geçin oturun bol şans" dedi. Oturduk. Benim elimde kapıdan verilen 006 numarası kalmıştı bir görevli gelip aldı onu benden. Ve sanırım onların bizde kalmaması gerekiyor herkesin elindeki numaralı inceliyorlardı işi bitenin numarası kaldı mı diye...

5 dk kadar bekledik 7 numaralı banko yandı ve gidip 2 kişi için 660 USD ödeme yaptım. Nakit 660 hazırlamıştım para altı ü̈stü, kart vs derdimiz olmadı. Yine oturmaya başladık. 5 dk kadar geçti. "Dinkkk" dedi 006 - 06 yazdı... Hehehe dedim işte 6 mucizesi. Çok olumlu, ılımlı, pozitif bir genç bayan önce yemin etmemizi istedi. Sağ ellerimizi kaldırarak yemin ettik sonra parmak izi. Benim parmak izimi aldıktan sonra sorulara geçti. "Hepekiz" soyadının nereden geldiğini sordu. Anlattım "Aaaa çok ilginçmiş" dedi.. Ne iş yaptığımı, hangi şehire gideceğimizi, eşimin işini, daha önce ABD'de bulunup bulunmadığımızı sordu. Hanım geçen sene Miami'ye gitmişti "Ohoo orada bir sürü̈ pembe corvette kiralayan emekli görmü̈şsünüzdür insanların hayali Miami'ye giderek pembe üstü açık corvette kiralamak" dedi. Gü̈ldük. "Her şey iyi görü̈nü̈yor, vizeniz onaylanmıştır. 5 iş gü̈nü̈ içinde pasaportlarınız size ulaşacak bol şans diliyorum" dedi. Bitmişti.

Çıkışa yürü̈dük, binadan çıktık. Kapıda eşim dedi ki "Benim parmak izimi almayacaklar mıydı" bir an durdum "Lazım değil mi acaba" dedim. Kapı gü̈venlikteki arkadaşa konuyu aktardım "Soralım" dedi. İçeriden ilk bankodaki hanım geldi "Ben içeriye sorup bilgi veriyorum size" dedi ki "Bingo" unutulmuştu. Sıra beklemeden hemen öne aldılar eşim içeri girdi ben gitmedim. 6 numaradaki hanım "Muhabbet çok gü̈zel gidince ben unutmuşum özü̈r dilerim" demiş. Hemen verip geldi. Kapı gü̈venlikteki arkadaş "Abi iyi ki farkettiniz yoksa İzmir'den çağıracaktık sizi" dedi teşekkü̈r ederek ayrıldık. Çok büyük bir coşku yaşamadık ama belirsizliğin sonuçlanması çok değerli oldu bizim için.

Teksas Amerika.Teksas Amerika.

Gittiğiniz ülkenin dilini nasıl öğrendiniz? İngilizce seviyeniz giderken nasıldı ve şimdi ne durumda?

- Aslında öğrenemedik hala. Ama bu bizim kendi kendimize yaptığımız bir zulüm Türkler olarak. Bir kere okulda okuduğumuz İngilizce konuşulmuyor ve herkes korkunç anlayışlı ve cesaretlendirici.

Ben hayatım boyunca cep telefonumu bile Türkçe kullanmadım ama bu İngilizcem iyi olduğu için değil. Teknolojik konuları İngilizce olarak daha iyi anlıyorum. O nedenle bir tercih. Eşim biraz daha avantajlıydı yurt dışında yüksek lisans yaptığı için ama açıkçası tamamen farklı bir İngilizce konuşuluyor. Bu konudaki çekincenizi arkadaşlarınıza söylediğinizde de “Ben doğma büyüme Idaho'luyum, ben de konuşamıyorum zaten sorun yok” diyorlar.

Şu anki müdürüm eski bir İngilizce Profesörü kendisi sürekli beni “Ben seni comfort level olarak tanımlıyorum” diyor. Yeteri kadar konuşuyoruz diyebiliriz. İş bulurken de, o işi idare ederken de yeterli geliyorsa tamamdır ki bizim durumumuz o. Buraya ulaşmamız yaklaşık 2 sene sürdü ama. Herhangi bir kursa gitmedik. Ben gitmek istedim Austin Community College kurslarına. Beni test ettiler “Sen İngilizce konuşuyorsun sana lazım değil akademik istiyorsan o zaman görüşelim” dediler.

Bu kadar İngilizceyle, ev aldık, araba aldık, ben 3., eşim 2.şirketinde çalışıyor. Ben bir bootcamp bitirdim. Demek yetiyor hafiften korsan da olsa İngilizcem.

Yaşamakta olduğunuz yeri nasıl buldunuz? Kirası ne kadar acaba?

- Evimizi 2 yıl sonunda satın aldık. İlk evimizi Zillow gibi sitelerden bakarak bulmuştuk kiralık bir apartman dairesiydi. 1000-1100 dolar civarında bir kira ödedik 2 sene boyunca. Bu sürecin sonunda aslında gerçekten kira öder gibi ev sahibi olabileceğimizi farkettik.

COVİD sürecinde ev bulmak korkunç zorlaşmıştı. Tam 7 ay boyunca bir ev bulmaya çalıştık, emlakçımız bize çok yardımcı oldu ve sonunda 1 yıldan biraz daha fazla bir süre önce evimizi bulduk ve satın aldık. Şu anda kendi evimizde yaşıyoruz. Aylık sigorta, vergi vs yaklaşık $2000 ödüyoruz.

Emlakçımızla.Emlakçımızla. Evin satın alma evraklarını imzalarken eşim Türkiye’deydi ben de bunu yaptırıp götürmüştüm
birlikte yapıyor gibi olsun diye..Evin satın alma evraklarını imzalarken eşim Türkiye’deydi ben de bunu yaptırıp götürmüştüm birlikte yapıyor gibi olsun diye..

Peki işinizi nasıl buldunuz?

- İş konusu tam bir faciaydı. Ben geldim ve ehliyet alır almaz Lyft yapmaya başladım (Bilmeyenler için Uber’in alternatifi) ve Amazon’da paket dağıtmaya başladım. Eşim de Amazon’da paket dağıtmaya başladı çünkü kimse bizi görüşmek için bile aramıyordu. Anladık ki aslında Türkiye’deki iş geçmişimiz burada umurlarında bile değil. Bir nevi sıfırladık her şeyi gelerek.

COVİD başlamadan önce eşime içerik editörlüğü gibi bir iş bulmuştuk. Çok az paralı zor bir alandı çalıştığı. Ben de COVİD başlayınca Lyft yapmayı bıraktım sadece pakete döndüm. Ve devlet yardımı gelmeye başladı. Neredeyse bir asgari ücret kadar maaş geliyordu. Ayrıca 2 ya da 3 kez kişi başı $1200 gibi bir yardım gönderdiler. Ben de onu fırsat bilip bir bootcamp'e giderek buradan bir Software Engineer diplomasi almaya karar verdim.

Toplam 12 hafta süren General Assembly Software Engineering Immersive programı bitirdim. Tabi önceki deneyimlerimle birleştirince okulun yıldızı oldum sayılır, hatta sonrasında 2 kez benimle eğitmen olarak çalışmak istediler. Ve sonrasında iş aramaya başladım. LinkedIn başta olmak üzere kariyer koçumun yönlendirmesiyle çeşitli platformlarda iş aradım.

İlk olarak 2020 yılının sonunda FIXD isimli bir startup bana teklif yaptı. Hemen başladım çalışmaya. 7 ay sonunda Amerika’nın gelecek vaadeden startuplarından Alation’a geçtim ve ondan 8 ay sonra da şu anda bulunduğum Cisco Systems’e. Cisco benim için hayal markalardan birisiydi uzun süre çalışma umudum var burada, eğer onlar beni kovmazsa.

Eşim de aslında UX designer. Austin’deki tasarımcıların bulunduğu bir Slack grubunda yayınlanan bir ilan üzerine kendi alanındaki ilk işi 2 sene sonra bulabildi. Şimdi 1 senedir orada çalışıyor oldukça keyifli onun için de.

Arkadaşlarımızla yemekte.Arkadaşlarımızla yemekte.

Yaşadığınız ülkede yaşamak/çalışmak/okumak isteyenlere yararlı olabilecek bilgiler verebilir misiniz?

- Benim gördüğüm en büyük problem, sadece Amerika için değil nerede yaşarsanız yaşayın, arafta kalmak.Yani burada değişik arkadaşlarla tanıştık, Türkiye’den gelmiş. Beden buradayken, kafa hangi nedenle olursa olsun Türkiye’de olursa, o zaman buradaki yaşam çekilmez hale geliyor.

Aradığınız her şeyi markette bulabiliyorsunuz. Türkiye’den alışık olduğunuz ürünleri, ki bu Avrupa’da daha da kolay. Hal böyleyken hızlıca buralara adapte olan her anlamda mutluluğu kolayca yakalar.

Bir de her duyduğunuza inanmamak lazım bu yorucu ve yıpratıcı. Mesela benim sektörümde bugünlerde “200 bin dolar altı maaş değil” gibi bir söz var. Eğer buna inanır ve kendinizi buna odaklayarak hayatınıza devam ederseniz ne iş beğenir ne de kendinize bir düzen oluşturabilirsiniz. Hızlı bir şekilde bir iş bularak kariyer adımlarınızı atmanızı öneririm fazlaca armudun sapı üzümün çöpü demeden. Çünkü benim hikayem ortada. İlk şirketim 30, ikinci şirketim 600 kişiydi. Şimdi 100 bin kişilik bir şirkette çalışıyorum. Eğer ilk 2 adımı atmasam, bu noktaya gelebileceğimi pek sanmıyorum.

Öğrencilik konusunda bir şey diyemem zira bir deneyimim yok. Ama 128 iş ilanına başvurup anca 1 tane teklif alabilmiş birisi olarak iş alanındaki bilgilerimin değerli olduğuna inanıyorum. Zaten Twitter’da da zaman zaman bunları paylaşıyorum belki faydası olur diye.

Yaşadığınız ülkenin sağlık sistemi hakkında bilgi verebilir misiniz?

- Amerika’da sağlık sistemi deyince zorlu. Sosyal bir devlet değil o nedenle sağlık sigortanız kadar güçlüsünüz.

Biz hiç hastaneye gitmedik şükür ki ama iyi bir şirkette çalışıyorsanız, genelde iyi bir sigorta paketi sunuyorlar küçük bir ödeme ya da sıfır ödemeyle. Bu sigortaların genelde bir limiti var. Mesela $5000, bunu out of pocket olarak adlandırıyorlar. Yani yıllık oraya kadar sağlık masraflarınızı siz ödüyorsunuz, onun dışında 5 milyon dolar da tutsa şirket ödüyor.

Ama dediğim gibi iyi bir sağlık sigortanız yoksa işiniz biraz zor. Düşük gelirliler için, mesela benim Lyft yaptığım dönemde kullandığımız devletin Medicare gibi paketleri var ama tabi iyi bir şirketin size sağlayacağı sağlık sigortası gibi güçlü değil. Amerika’da yaşıyorsanız, mümkünse hasta olmayın.

Eklemek istediğiniz başka bir şey ya da yaşadığınız başka sorunlar var mı?

- Biz buraya çok hazır gelmiştik. Evet her şey çok zordu. Çünkü ilk geldiğinizde yeni doğmuş bir bebek gibisiniz. Cebinizde bu ülkeye ait bir kimlik, bir ehliyet yok. Marketin yerini bilmiyorsunuz, dillerine biraz hakim olsanız da deyimleri bilmiyorsunuz. Ama eğer yeterli inanca ve azime sahipseniz, bu süreç en çok 2 yıl sürer. Amerika için konuşursak, çalışmaktan başka çareniz yok, ama çalışırsanız da sahip olamayacağınız bir şey yok.

Yurt dışına çıkmadan ya da orada yaşamaya başlamadan önce keşke bilseydim dediğiniz bir şey var mı? Deneyimlerinizden yola çıkarak bir tavsiyede bulunabilir misiniz?

- Daha iyi bir İngilizce seviyesine sahip olmayı isterdim. Ama geldim gördüm ki, o da pek buraya gelmeden olabilecek bir şey değil. Yani aslında bir paradoks var. Sadece “Olabildiğiniz kadar iyi olmaya çalışın” diyebilirim dil konusunda.

Eşimle beraber.Eşimle beraber.

Çizzgi olarak çook teşekkür ederiz bütün bu detaylı bilgiler için 😇

En Son Eklenen Röportajlar

Yurt dışına gidenler neler yaparak orada iş buldular, ne gibi sorunlarla karşılaşıp o sorunları nasıl çözdüler. Sizler için derlediğimiz röportaj serileri.
Farklı Sektörlerde Çalıştıktan Sonra Öğrenci Vizesi ile Sidney'e Taşınmak
Volkan Aktan
Avustralya
26 Ağustos 2023Farklı Sektörlerde Çalıştıktan Sonra Öğrenci Vizesi ile Sidney'e TaşınmakTurizmci
İngiltere'de Oyun Stüdyosunda Backend Üzerine Çalışmak
Yiğit Nuhuz
İngiltere
14 Temmuz 2023İngiltere'de Oyun Stüdyosunda Backend Üzerine ÇalışmakBackend Yazılım Mühendisi
Headhunter'dan Gelen Mesaj ile İş Bulup Almanya'ya Taşınmak
Murat Yüksel
Almanya
19 Hazīran 2023Headhunter'dan Gelen Mesaj ile İş Bulup Almanya'ya TaşınmakYazılım Mühendisi
İngiltere'de Satış ve Reklam Direktörü Olmak
Beren Huzur
İngiltere
18 Hazīran 2023İngiltere'de Satış ve Reklam Direktörü OlmakSatış ve Reklam Direktörü
Ünlü Firmalarda Çalıştıktan Sonra Ankara Anlaşması ile Londra'ya
Çağlar Telef
İngiltere
6 Hazīran 2023Ünlü Firmalarda Çalıştıktan Sonra Ankara Anlaşması ile Londra'yaYazılım Mühendisi
Bir Ay İçinde İş Bulup Amsterdam'a Taşınmak
Ege Uçak
Hollanda
29 Mayıs 2023Bir Ay İçinde İş Bulup Amsterdam'a TaşınmakYazılım Mühendisi
Amerika'da Bilgisayar Bilimi Üzerine Doktora Yapmak
Alperen Keleş
Amerika
27 Mayıs 2023Amerika'da Bilgisayar Bilimi Üzerine Doktora YapmakDoktora Öğrencisi
Belçika'da Kemik Doku Mühendisliği Üzerine Çalışmak
Ayşe Köse
Belçika
18 Nīsan 2023Belçika'da Kemik Doku Mühendisliği Üzerine ÇalışmakDoktora Sonrası Araştırmacı