Harita Mühendisi Olarak Belçika'da Yaşamak

3 Kasım 2021
Harita Mühendisi Olarak Belçika'da Yaşamak

Şirket içi transfer ile Belçika'nın Gent şehrine 3.5 sene önce ailesiyle taşınan Harita Mühendisi Cem Bey, hem kızı devlet okulunda doğru bir eğitim alsın diye hem de ülkemizin şartlarının anlamsız olmaya başlamasıyla yurt dışında yaşamaya karar verdi. Belçika'da yaşamak ve çalışmak hakkında tecrübe ettiklerini bizlerle paylaştı 🥳

"Yurt dışında yaşamak Bavaryalı koca memeli kızların size bira servis etmesinden ibaret değil...."

Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

- Merhaba adım Cem 42 yaşındayım, Harita mühendisiyim, hatta gerçek adı ile Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisiyim. 20 seneyi aşkın süredir Harita Mühendisliğinin alt dallarından biri olan GIS üzerine çalışıyorum (GIS: Geographical Information Systems). Şu an GIS alanında proje yöneticisi olarak çalışıyorum.

Cem
Cem42 yaşındaHarita Mühendisi

Belçika'ya ne zaman ve nasıl gittiniz? Somut bilgilerle açıklayabilir misiniz?

- Yaşadığım ülkeye\şehire (Beçika\Gent) 3.5 sene önce geldim. Gelmeden önce çalıştığım firmanın ülke müdürüydüm. Sadece Türkiye değil ama çevresindeki ülkelerin de müdürüydüm. Gürcistan, Azerbaycan, Israil ve Arnavutluğun da navigasyon haritalarının üretilmesini ben yönetiyordum. Şirket içi pozisyon olunca başvurdum ve firmanın global projelerini yönetiyorum şu an. Özetle şirket içi transfer ile geçtim. 5 yıl Türkiye saha ofisini yönettim. Ülkenin şartları gereksiz ve anlamsız olunca yurt dışına taşınmak istedim.

Baba kız bisiklet gezisi...Baba kız bisiklet gezisi...

Araştırma sürecinizden bahsedebilir misiniz biraz?

"Benim yurt dışına taşınmamdaki motivasyon kızımın doğru eğitim alabilmesi ve bunu devlet okulunda yapabilmesiydi..."

- Açıkcası bir araştırma süreci olmadı. Ben yurt dışına taşınmak istiyorum deyince başvurduğum pozisyon iki lokasyon önerdi. Biri Gent diğeri Madrid idi. O zamana kadar Genti hiç görmemiştim, Madride bir kere gitmiştim. Çalıştığım firmanın yapısına bakarak Gentin daha iyi olacağını düşündüm. Benim yurt dışına taşınmamdaki motivasyon kızımın doğru eğitim alabilmesi ve bunu devlet okulunda yapabilmesiydi. Bu bağlamda Gent çok daha mantıklı geldi.

İlk kez giderken toplam masraflarınız için ne kadar para gerekti acaba?

- İşi ve pozisyonu kabul ettikten sonra büyük bir para ihtiyacı olmadı. Taşınmadan önce 2-3 sefer bir iki haftalığına çalışacağım yerden çalıştım giderleri şirket ödedi. Evi taşımak için ne kadar paraya ihtiyacımız oldu sorusu bence daha doğru.

Birincisi size bir bütçe veriyorlar ve o bütçede evi taşımanız gerekli. Baya bir eşyayı atmamız gerekti ve attık. Asıl sıkıntı burada. Şirket bize emlak asistanları atadı ama gerçekten kiralık ev bulmak çok zor. Evi istanbuldan yükledik ve ben kargo firmasına ne kadar dolaştırabiliyorsanız o kadar dolaştırın dedim. Şirket 1 ay otel parası ödüyor ama bu sürede ev bulmak inanılmaz zor. Emlakçılar evi göstermek için 2-3 ay sonrasına randevu veriyorlar.

Biz bu evi tutmak istiyoruz dediğinizde baya banka hesaplarınızdan tutun, geliriniz bilmem ne üzerinden sorgulanıyorsunuz. 3 ev için teklif verdik. Evet teklif veriyorsunuz ve ikincisi kabul etti. Biz ev ne olursa olsun kafasındaydık. Şirket oteli 1 ay ödedi, yetmedi 1.5 ay ödeyin dedim. Onu ödedi. Evi bulamazsak günlük 100 euro ödeyecektik. Evi tuttuk.

Evi tutunca öyle kolay taşınılmıyor. Önce yangın sigortası var. Neyse verelim dedik. 200 euro civarı verdik. Sonra dediler ki inspection (denetleme) var. Inspection parası. Bu aslında güzel bir şey bir adam eve girip evin sizden önceki durumunu belgeliyor ki siz evden çıkınca sıkıntı olmasın. Bu abiye 180 euro ödedik. Evin kirası 950€ idi 950€x 2 ödedik. Burada güzel şey ev sahibi ben senin depozitoyu yedim yeğen demiyor.

Türkiyedeki ev sahibim 2 kira olan depozitoyu aldı ama artmış kira üzerinden onu 1 kiraya çevirdi falan rezilliğin bini bir para. Özetle şu an oturduğum evden çıkmak veya evi tutmak için 200 yangın sigortası 180 Agent, 1900 € depozito ödedim. Tabi ilk kira var falan 4000€ civarı ödedim.

Vize süreci nasıl işledi peki?

- Vize süreci bizim için sorunsuz geçti. O zamanlar ben scooter kullanıyordum. Ve Taksime giriş çıkış problem olmadı gerçekten tek sıkıntımız buydu. Bu iki taraflı bir alışveriş ve Belçikalı taraf istedikten sonra hiç sıkıntı çekmedik. Ben ve eşim dahil.

Gittiğiniz ülkenin dilini ne kadar sürede ve nasıl öğrendiniz? İngilizce seviyeniz nedir?

Türk Expatlar Bisiklet Grubunun bir gezisi....Türk Expatlar Bisiklet Grubunun bir gezisi....

- Ben Duolingo kursları takip ederek asgari gerekliliği sağladım. Ingilizce benim için çalışma diliydi ve hiç sıkıntı çekmedim. İngilizce seviyem muhtemelen artmıştır; ancak burada en büyük problemlerimizden biri Flamanca öğrenmeli miyiz ona karar veremememiz.

Ben Genel olarak Ingilizce konuşuyorum, karşımdaki anlamıyorsa Türkçeye geçiyorum. İngilizce benim için hiç problem olmadı çünkü ben anadolu lisesi mezunuyum. Kızım ve eşim benden çok daha iyi Dutch konuşuyorlar. Hatta ben online derslerde uğraşınca gülüyorlar. Yani ingilizcem gelişti. Flamancamla dalga geçiyorlar. Çoğu zaman verdiğim tepkiler İngilizce (WTF) ama bazen Flamanca da tepki veriyorum. Komik ama böyle. Bisiklet gezisinde dinlenme aktiviteleri...Bisiklet gezisinde dinlenme aktiviteleri...

Yaşamakta olduğunuz evi/yeri nasıl buldunuz ve kirası ne kadar?

Ev Hakkında
  • Kira+Elektrik+Gaz: 1500 Euro
  • Evin Büyüklüğü: 160m2

- Evi kiraladıktan sonrası kolay yaşadığım evi ilk kiraladığımda 950+75 Euro masraflar idi. Ev yaklaşık 160m2. Elektrik gaz ayrı. Düz hesap 1500 Euro lazım ev için. Bunu kısayım desen, 1400-1300 olur fazlası olmaz.

Evimin Sokağı ve Parkımız...Evimin Sokağı ve Parkımız...

Okulunuzu ve işinizi ne yaparak buldunuz?

"Ben istifa ettiğimde sen delisin çılgınsın diyen çoktu..."

Okulumu bulma hikayem komik çünkü ben tercih kağıdına bölümün adını çok komik bulduğum için yazdım. O komik adlı bölümü bitirdim, üzerine orada asistanlık yaptım. O arada yüksek lisans tamamladım, doktoranın teorik kısmını tamamladım. Sonra üniversiteden istifa ettim. Ben istifa ettiğimde sen delisin çılgınsın diyen çoktu. Bugün o kişiler beni yanına al diyor. Devlet memurluğundan istifa falan görülmüş şey değildi. Ben pek anlamam, hangi kadro ne haklara sahipmiş, hiç öyle bir kafam olmadı. Görünen o ki benim o zamanki kadro tipim çok afilli imiş.

Üniversiteden ayrılınca önce inşaat şantiyelerinde çalıştım. Sanırım hayatımda işimden en zevk aldığım zamandır. Koca koca oteller inşa ettik. Ben yönetici olarak oradaydım ama çok keyifli idi. Sonra Doğalgaz altyapı sistemlerine geçtim. Gebze bölgesinde doğalgaz hatlarını mevcut yollar ve altyapı içerisinde nasıl yerleştiririz diye çalıştım. Özetle Gebze'de baya yüksek basınçlı boruların yerleştirilmesini yönettim. Yüksek basınçlı boru nereden nasıl geçer falan onun üzerine çalıştım. Bu arada çalıştığım firma Doğalgaz enerji çevrim santrali için uygun lokasyon arayışına girdi onlara hangi konumda daha verimli olacakları bilgisini sağladım, sonra rüzgar enerji santrallerinin uygun lokasyonları için çalıştım. Sonra konum tabanlı servisler için sarı sayfalara geçtim. Özetle daha fazla para ve yan haklar verdiler oraya geçtim. Şirket Doğan holdinge yapılan yaptırımlar nedeni ile battı. Benim de askerlik tecilim bitmişti, askere gittim.

Askerlik dönüşü bir Türk firması bana iş teklif etti. Yurt dışı operasyonlar müdürü diye. Ok dedim ve Bangladeş'ten, İran'a, Etiyopya’ya ve bir sürü ülkeye bir aksiyon başladı. İran'da çok başarılı iki proje yönettim; baya Türk yazılımlarının İran'da ne kadar iyi çalışacağını gösterdik. Tabi ki gündelik hayat ve kazancımız kazandığımız başarılar ile uyumlu değildi. Şu an çalıştığım firmadan, yurt dışına taşınma şansı olan bir teklif alıp mevcut firmama geçtim.

Zorlu coğrafyalarda kalifiye personel bulmak zor, yani ben tam süperim dediğiniz zaman biz bu adamı yerinde bırakalım diyorlar ve haklılar.

Bu arada ben bir sürü ülkeyi yönetmeye başladım. Neyse şirket bir reorganizasyona girerken, ben de bir pozisyon istedim ve resmen kaptım. Benim şirket içi Amerikadaki bir kaç başvurum, Türkiye'de bu adamın yerine adam bulamayız diye reddedilmişti. Yani benim yolum çok öyle açık değildi.

Özetle okulumu adı komik diye buldum, işimi çok sıkıntılı ortamlarda çalıştıktan sonra uluslararası bir firmaya başvurarak buldum. Arada çok kan ve göz yaşı var. Umarım hiç kimse dünyanın bu adı bilinmeyen yerinde beni öldürecekler nasıl eve dönerim diye düşünmek zorunda kalmaz. Saçımdaki ilk beyazların sebebi onlar.

Belçika'da da yaşamak isteyenlerin de işine yarayacağını düşündüğünüz somut bilgiler verebilir misiniz?

- Bu benim yaşadığım ülkeden bağımsız İngilizce bilmiyorsanız hiç bu yola girmeyin. Ben yukarıda zorlu coğrafyalardaki sıkıntılardan bahsettim. Avrupada veya Amerikada sıkıntılar aynı veya çok daha büyük. Ingilizce bilmiyorum diyecek adam gelmesin buralara çok üzülür.

Yaşadığınız ülkenin sağlık sistemi hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz? Hiç hastaneye gittiniz mi?

"Türkiye'de çok ünlü bir hastanenin lobisinde yürürken doktorun biri gelip ya sen kilolusun istersen mide operasyonu yapalım diye yanaştı..."

- Ameliyat bile oldum. Belçika'da genel mantık önce aile hekimine git, oradan hastaneye git şeklinde. Ancak aile hekimi 26 Euro ve onun 23 Euro'sunu geri alıyorsunuz. Uzmana giderseniz 33 Euro ödeyip 28 geri alıyorsunuz şeklinde. Belçika'da genel mantık önce aile hekimine öde sonra geri al şeklinde. Özetle aile hekimine ziyaret 3 Euro civarı. Komik olan mesela 1-2 sorununuzu gösterirseniz doktor her sorun için ayrı randevu istiyor. Yani ben çok öksürüyorum bir randevu, ayak tırnağım batıyor ikinci randevu vb.

Ben bu paragraf altında ameliyat olmaya değinmek istiyorum. Nasıl oluyor? Tam olması gerektiği gibi oluyor. Asgari müşterek.

Türkiye'de en süper sigorta sahibi olarak ben Belçika'da bir fıtık ameliyatı oldum (Türkiye'de de 3 ameliyat olmuştum ama farklı sıkıntılar. Yani ameliyat cemiyetine uzak değiliz neyse)

Doktorla ameliyat gününü kararlaştırdık. Çok da uzun değildi 2 hafta sonra Covid etkisinden kimse ameliyat olmuyordu tarihe karar verdik. Doktor sabah ameliyata gir akşam çık tipi bir ameliyat dedi. Ok dedik. Bir gün daha kalmak ister misiniz diye soruyorlar orada bir oyun var; Belçika'da ayakta tedaviye başka sigorta yatakta tedaviye başka sigorta var. Arada 3-5 Euro oynuyordur.

Neyse biz gündüz ameliyat oluruz çıkınca duruma bakarız dedik. Benim Türkiye'deki daha önceki 3 ameliyatımda asansöre bindikten sonra bende bilinç gidikti, ben asansöre binişi ve uyanışı hatırlıyorum.

Burada asansöre bindik, hasta bekleme odasına geçtik. Sen kimsin ne ameliyatını niye oluyorsun falan gibi sorular sordular ki bence çok güzel sorular. Tüm detaylarım onaylanınca beni ameliyathaneye aldılar. Olduğum sedyeyi ameliyathanenin önüne getirdiler. Anestezist damar yolu bulmak için uğraştı falan. Ben baya sedyeden kalkıp ameliyat masasına yattım ve anestezi gelince mis gibi uyudum. Sonra uyandım. 2 saat kadar uyandırma odasında bekledim. Sonra bizi odaya aldılar.

Aşağıda timeline var. Anlaştığımız ve ne olduğu.

07.45 Hastaneye gelin

07.35 Hastanedeydik

08.00 Kayıt olun

08.06 Zaten kayıt olmamıza gerek yoktu ama olduk.

08.15 Sizi odanıza alalım.

08.50 Ameliyat önlüğünü giyin.

09:00 Biz hazırız.

12:30 Doktor hanım yoğun sizi bugün ameliyat edecek sıkıntı yok.

15:30 İşte şöyle oldu böyle oldu.

17:20 Hadi gidelim, asansöre biniş falan, sonra ameliyathaneye geçiş ve sedyeye yatış. Çıplak şekilde ameliyat masasında yatarken ameliyat ekibi ile şakalaşmalar.

18:40 Uyanış.

19:50 Napıyoruz lan biz burada isyanı.

20:10 Odaya varış.

21:00 Doktorun odaya gelişi ve kalmak istiyor musun, bence çıkabilirsin bir sıkıntın yok demesi. Ya bunlar hastanede kalmayı niye böyle abartıyorlar diye şaşırmamız. E madem kalmamıza gerek yok çıkalım tamam dememiz.

21:15 Civarı leş gibi bir yemek gelmesi. Yemesem daha iyi demem.

21:50-55 Gibi hemşirelerin bizim mesaimiz bitti, tekerlekli sandalyeler şurada siz uygun olunca çıkarsınız demeleri.

23:00 Gibi tekerlekli sandalyeye geçip arabaya binip eve gitmemiz.

Hastane ile ev 1.5 km mesafede. 2-3 dakikada eve geldik sonra eve geçtik. Büyük sıkıntı olmadı. Ama mesela şimdiki aklım olsa akşam kalalım derdim. Zira fıtık ameliyatı olduğu için karın kaslarımı kullanamıyordum. Korse ile idare ediyordum. Hastanedeki ayarlanabilir yataklar çok daha rahat olurdu.

Neyse sonuca gelelim. Türkiye'de yaşadığım deneyim ile alakası yoktu. Sizi hastane yatıralım diye çabalayan ekip yerine, beni hastaneden bir an önce göndermeye çalışan bir ekip vardı. Bunu nasıl algılarsanız anlayın. Ama benim buradaki deneyimim doktorlar bizi hasta olarak görüyor. Ben Türkiye'deyken gittiğim hastanelerde baya bizi müşteri olarak görüyorlar.

Birgün çok ünlü bir hastanenin lobisinde yürürken doktorun biri gelip ya sen kilolusun istersen mide operasyonu yapalım diye yanaştı. Sigortam kapsadığı için he desem ertesi gün midemin yarısını alacak adamlar. Yani bilemiyorum Türkiye'deki lüks ile buradaki asgari yeterlilik ve bizim racon bilmememiz böyle saçma bir gözleme sebep olmuş olabilir. Ama ben genel olarak memnunum. Sonunda sanırım 156 Euro gibi bir para ödedim. Doktor kontrolleri hariç.

Eklemek istediğiniz başka bir şey veya yaşadığınız başka sorunlar var mı?

Balon Keyfi...Balon Keyfi...

- Açıkcası covid süreci olmasa çok daha eğlenceli zaman geçirirdik, Türkiye'ye gidiş gelişlerimiz aksadı. Bu sene araba ile Türkiye'ye gitmek zorunda kaldık.

Genelde arabası ile hava atmayı seven tayfa dışında 3 gün araba kullanıp Türkiye'ye gelmek büyük eziyet. En büyük eziyet de sınırlarda çektiğimiz dertler. Saçma sapan bir ülkenin sınırında 3-5 saat manasızca arabada oturmak büyük sıkıntı.

Okuduğum yurt dışı sosyal medya paylaşımlarında çok fazla ırkçılık mağduruyuz durumu var ama çok büyük oranda, kurallara uymayan insanların uyarılmasını görüyoruz.

Ben 3.5 sene sonunda 3 kere ırkçılık gördüm. Biri bir peynir pazarında peynir satıcısı kadın sorularımıza cevap vermedi. İşin aslı o sırada başka bir müşteri ile konuşuyordu ve çok uzatınca biz ya şu peynir kaç para dedik ve kadın bize bağırdı. Hala o kadın ırkçı mıydı değil miydi tam emin değilim.

Bir diğer sefer bir markette önümde Hindistan kökenli bir kadın vardı. Böyle deri ceketli, punk saçlı bir adam onun önündeydi. Punk eleman Hintliye bağırınca Hintli racist (ırkçı) falan diye bağırdı ve elemanı dükkandan dışarı attılar.

3.cüsü bence bu gerçek ırkçılık örneği olabilir tam emin değilim buranın bürokrasisi biraz farklı. Kızımı bir okula yazdırdık. Bu okulun 3 farklı alt okulu var. Kızımı en iyi donanımın olduğu okula koydular. Evimize de çok yakın. Okul da çok güzeldi aslında. İlk başta kızımın sınıfına atanan öğretmen de çok iyiydi. İlk seneyi çok güzel bitirdik. İkinci seneye geldik. Kızımın sınıfında 1 tane Belçikalı öğrenci yok. Emekliliği gelmiş bir öğretmeni bu sınıfa atamışlar. Kadın sürekli izin alıyor bizim çocuklar diğer sınıflara dahil edilip boş geçiriyorlar. Hoş anaokulunu dolu geçirsen ne boş geçirsen ne. Neyse biz okulu değiştirdik.

Burada okul sistemi biraz farklı, farklı eğitim felsefeleri üzerinden eğitim aldırma şansınız var. Türkiye'de tek kaygım çocuğum Atatürkçü bir eğitim alsındı iken şimdi hangi eğitim sisteminde eğitim alacağını düşünmek. İşin komik tarafı, Türkiye'de dini eğitim alma taraftarları burada da katolik okulunu tercih ediyorlar.

Belediye okulları ve kilise okulları var. Benim kızım belediye okuluna gidiyor. Sanırım Fransız komünitesi destekli bir okul o yüzden Fransızca da öğreniyor. Daha ilkokul 1 de. Hali hazırda Türkçe ve Dutch konuşuyor, İngilizce anlıyor ve Fransızca temel şeyleri biliyor. Adım bu, bugün günlerden şu, ve rakamlar benzeri. (6 Yaşında) Bana kalırsa bunlar tatlı heyecanlar.

Baba kız Christmas Market Gezisi...Baba kız Christmas Market Gezisi...

Bir de en son bir tip ırkçılığı hatırladım aslında ilk karşılaştığım idi çok geçmişte kaldığı için başta hatırlamadım. Türk olduğumuz için bize ev vermek istemeyen ev sahipleri oldu. Bence sebepleri haklı. Buradaki Türk kökenli Belçika vatandaşları geçmişte çok iyi bir profil çizmemişler o yüzden siz buraya geldiğinizde ev tutarken biraz daha pahalı, ve zor ev tutacaksınız.

Yurt dışında yaşamaya başlamadan önce keşke bilseydim dediğiniz bir şey var mı? Kendi deneyimlerinizden yola çıkarak bir tavsiyede bulunabilir misiniz?

- Açıkcası ben yurt dışına taşınmadan önce dünyanın baya bir kısmını görmüştüm. Amerika, Avrupa, Afrika, Ortadoğu, hepsini görüp hepsinde iş yapmaya çalıştım, kimi zaman başardık, kimi zaman başaramadık. O yüzden keşke bilseydim diyeceğim pek şey yok ancak Avrupa'daki sağlık ve eğitim sistemini Amerika'daki herhangi bir pozisyona değişmem.

Silicon Valley’e Ceo olarak falan gidecekseniz farklı tabi ama. Öncelik sıralamasında benim şu andaki aklım Avrupa diyor sonra Amerika, Kanada, Avustralya diye gider. Arabaya binip memleketinize gidebiliyorsunuz. Uçak bulmak çok kolay ve 3-4 saat içinde Türkiye'desiniz. Türkiye içinde bu kadar hızlı hareket edemeyeceğiniz yerler var. Sağlık ve eğitim sistemi gayet yeterli.

Yurt dışında yaşamak isteyen arkadaşlara iki tavsiyem var 1 İngilizce 2 yurt dışı deneyimi. İngilizcem çok iyi ve Ganada şu kadar sene çalıştım deseniz bile acayip fark yaratıyor. Çünkü iş veren seni yurt dışına getirdiğinde adapte olabileceğini bilmek istiyor.

Yurt dışında yaşamak Bavaryalı koca memeli kızların size bira servis etmesinden ibaret değil. Hintli bir müdürün sizden 3 gün boyunca uyumadan çalışmanızı istemesi. Amerika ile Toplantı yapacağım diye saat 7 -8 e kadar çalışmak sonra Avustralya ile toplantı yapacağım diye saat 5 de kalkmak gibi şeyler. O yüzden bekletilerinizi doğru ayarlayın. Ben çalışırım demek yeterli değil. Taş taşıyan da çalışıyor. Kendi dalınızda global anlamda uzman olun. Sonra pazara girin.

Bir de fiziksel olanaksızlıklar var, sevdiğiniz yiyecekleri bulamayacaksınız, kendi dilinizde aylarca konuşamayabilirsiniz, taharet musluğunu acayip özleyebilirsiniz gibi gibi. Ben şunsuz bunsuz yaşayamam diyorsanız. Hiç bu yollara çıkmayın.

Çok teşekkürler 🤩

En Son Eklenen Röportajlar

Yurt dışına gidenler neler yaparak orada iş buldular, ne gibi sorunlarla karşılaşıp o sorunları nasıl çözdüler. Sizler için derlediğimiz röportaj serileri.
Farklı Sektörlerde Çalıştıktan Sonra Öğrenci Vizesi ile Sidney'e Taşınmak
Volkan Aktan
Avustralya
26 Ağustos 2023Farklı Sektörlerde Çalıştıktan Sonra Öğrenci Vizesi ile Sidney'e TaşınmakTurizmci
İngiltere'de Oyun Stüdyosunda Backend Üzerine Çalışmak
Yiğit Nuhuz
İngiltere
14 Temmuz 2023İngiltere'de Oyun Stüdyosunda Backend Üzerine ÇalışmakBackend Yazılım Mühendisi
Headhunter'dan Gelen Mesaj ile İş Bulup Almanya'ya Taşınmak
Murat Yüksel
Almanya
19 Hazīran 2023Headhunter'dan Gelen Mesaj ile İş Bulup Almanya'ya TaşınmakYazılım Mühendisi
İngiltere'de Satış ve Reklam Direktörü Olmak
Beren Huzur
İngiltere
18 Hazīran 2023İngiltere'de Satış ve Reklam Direktörü OlmakSatış ve Reklam Direktörü
Ünlü Firmalarda Çalıştıktan Sonra Ankara Anlaşması ile Londra'ya
Çağlar Telef
İngiltere
6 Hazīran 2023Ünlü Firmalarda Çalıştıktan Sonra Ankara Anlaşması ile Londra'yaYazılım Mühendisi
Bir Ay İçinde İş Bulup Amsterdam'a Taşınmak
Ege Uçak
Hollanda
29 Mayıs 2023Bir Ay İçinde İş Bulup Amsterdam'a TaşınmakYazılım Mühendisi
Amerika'da Bilgisayar Bilimi Üzerine Doktora Yapmak
Alperen Keleş
Amerika
27 Mayıs 2023Amerika'da Bilgisayar Bilimi Üzerine Doktora YapmakDoktora Öğrencisi
Belçika'da Kemik Doku Mühendisliği Üzerine Çalışmak
Ayşe Köse
Belçika
18 Nīsan 2023Belçika'da Kemik Doku Mühendisliği Üzerine ÇalışmakDoktora Sonrası Araştırmacı