- Yurt Dışı Röportajları
- Yazılar
Turist Vizesi ile Londra'ya Gidip Ankara Anlaşmasına Başvurmak
23 Aralık 2021
Deniz Hanım ve Ulaş Bey, 2018 yılında Londra'ya taşındılar. Turist Vizesi ile ülkeye giriş yaptıktan sonra Ankara Anlaşmasına başvurdular. İngiltere'de yaşamak ve çalışmak hakkındaki tecrübelerini Çizzgi ile paylaştılar. Keyifli okumalar dileriz 😍
"Ankara Anlaşmasına başvurmak ücretli değil ama danışman gibi masraflar olabiliyor..."
Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
- Ben Deniz Aydın, 39 yaşındayım, fotoğrafçıyım.
- Ben Ulaş Aydın, 39 yaşındayım, network mühendisiyim.
Yaşadığınız ülkeye ne zaman ve nasıl gittiniz? Somut bilgiler vererek açıklayabilir misiniz?
- İngiltere Londra’da yaşıyoruz. 2018 Kasım ayında Ankara Anlaşması ile geldik.
Araştırma sürecinde sizi en çok zorlayan şey ne oldu ve nasıl çözdünüz o sorunu?
- Bizim karar verme ve gelme sürecimiz biraz ani oldu. En çok zorlayan Ankara Anlaşması prosedürleri sürecinde belge vs hazırlamak idi. Daha önce Ankara Anlaşması ile buraya gelmiş olan arkadaşlarımız çok yardımcı oldular, onların önerisi ile bir danışman bulduk. Evi boşaltıp, eşyalarımızı satıp turist vizesi alarak Londra’ya geldik ve Ankara Anlaşması’na buradan başvurduk danışmanla birlikte.
İlk kez giderken, toplam masraflarınız için minimum ne kadar para gerekti?
- Danışman ücreti 1600 pound idi. Onun dışında buraya gelirken yanımızda 9000 pound ile geldik ve vizemiz çıkana kadar da o parayla geçindik diyebiliriz.
Vize alırken tecrübe ettiklerinizi somut bir şekilde paylaşabilir misiniz?
- Ankara Anlaşmasına başvurmak ücretli değil ama danışman gibi masraflar olabiliyor. Bizim vizemiz 5 ayda çıktı, o ara ufaktan bizim gibi gelmeye başlayan epey insan vardı ve biraz uzamıştı bekleme süreleri. 5 ay boyunca çalışma iznimiz de yoktu dolayısıyla. Tüm vize süreci danışman tarafından takip edildiği için o açıdan rahattık.
İngiltere, Avrupa Birliği’nden çıktığı için Aralık 2020 itibariyle Ankara anlaşmasının sona erdiğini de belirtelim. Ancak diğer Avrupa ülkelerine başvuru yapılabilinir.
Gittiğiniz ülkenin dilini ne kadar sürede ve nasıl öğrendiniz? İngilizce seviyeniz giderken nasıldı ve şimdi nasıl?
- Ulaş - Benim ingilizcem orta seviyedeydi. İşe girdikten sonra hızlıca ilerledi.
- Deniz - Benim ortanın biraz altındaydı. Şimdi benim de Ulaş’la aynı seviyede.
Yaşamakta olduğunuz evi nasıl buldunuz ve kirası ne kadar?
- Büyüklük: 1+1 Ev
- Kira: 1400 Pound (Faturalar hariç)
- Londra’da en zor konu gerçekten ev bulmak. Bir çok insan ilk etapta ya paylaşımlı evde kalarak ya da Airbnb kiralayarak idare ediyor. Biz de ilk geldiğimizde 9 ay paylaşımlı bir evde yaşamıştık. Burada kiraların yüksekliği ve konut azlığı nedeniyle ev paylaşmak çok normal. Buraya geldikten yaklaşık 1 yıl sonra ancak kendi evimize çıkabildik. Bu evi rightmove.co.uk sitesinden bulduk. 1+1 bir apartman dairesi, kirası £1400 (faturalar haric), 2. zone’da.
İlk kez ev tutacaklar için 6 aylık peşin kira istenmesi çok normal bir durum zira ilk geldiğinizde bir kredi skorunuz olmadığı için ev sahipleri/emlakçılar kendilerini sağlama almak için bunu isteyebiliyorlar. Genel olarak da 1.5/2 aylık depozito istiyorlar. Kiraya ek olarak da council tax denen bir gider var bizdeki çöp vergisi gibi, kiracı ödüyor, evin büyüklüğüne, hangi belediye olduğuna, kaç kişinin yaşadığına göre değişen bir tutar. Onu da ev tutarken göz önünde bulundurmak gerek (Biz 120 pound civarı ödüyoruz her ay) Güzel bir not olarak, burda emlakçı parasını ev sahibi ödüyor 😊
İngiltere'de işinizi ne yaparak buldunuz acaba?
- Deniz- Ben fotoğrafçıyım, freelance çalışıyorum. Buraya gelmeden önce de mesleğim buydu, fotoğraf okudum. Burada internet reklamı ile buluyorum müşterilerimi, ağırlıklı olarak google ve instagram reklamları kullanıyorum.
- Ulaş- Network mühendisliği geçmişim vardı, buraya gelince sertifikalarımı tazeledim ve sonrasında da internet sitelerinden (Reed, LinkedIn, CV-Library, Indeed gibi) başvuru yaparak buldum.
Yaşadığınız ülkede çalışmak isteyenlere de yararlı olacağını düşündüğünüz somut bilgiler verebilir misiniz?
"Mahallede yeni bir mekan açılıyor, sahibi duvarına bir resim yaptırmak istediğinde gelip mahallenin Facebook grubunda “aranızda bu işi yapacak lokal artist var mı?” diye soruyor önce..."
- Öğrencilik yıllarını geride bıraktığımız için bir faydamız olmaz belki ama iş arayanlar için; özellikle LinkedIn, CV-Library, Reed, Indeed gibi sitelerde hesap açıp bilgilerini güncel tutmaları önemli, recruiterlar (işe alım görevlisi) oradan bakıp iletişime geçiyorlar genelde. İş bulmak uzun sürebiliyor, karamsarlığa kapılmayın hemen diyebiliriz.
Freelancer’lar için; burada lokal mahalle kültürü epey yaygın, Facebook grupları da çok iyi çalışıyor bu anlamda, her semtin, mahallenin bir Facebook grubu oluyor genelde, o gruplarda aktif olmak önemli. Örnek veriyorum; bizim mahallede yeni bir mekan açılıyor, sahibi duvarına bir resim yaptırmak istediğinde gelip mahallenin Facebook grubunda “aranızda bu işi yapacak lokal artist var mı?” diye soruyor önce, gibi. Ya da yine oturduğunuz yerdeki popüler cafelerde ilan panoları olabiliyor, oralara işinizi tanıtan bir broşür bırakmak gibi seçenekler var.
Yaşadığınız ülkenin sağlık sistemi hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz? Hiç hastaneye gittiniz mi?
- Çok şükür ki henüz hastaneye gitmemizi gerektirecek bir durum yaşamadık. Sürekli buranın sağlık sisteminin kötülüğünden şikayet ediyor Türkler burada, Facebook gruplarında karşılaşıyoruz sürekli. Kısmet ne diyelim. :) Her ne kadar kötü dense de sağlık hizmeti bedava. Acil durumlarda ambulans çağırmak, hastanede herhangi bir tedavi görmek tamamiyle ücretsiz. İlaçlar da pahalı değil, markadan ziyade reçetede etken madde yazılıyor ve eczacı ona göre size ilacı teslim ediyor. Şunu da belirtmeliyiz ki Çovid aşısı olduğumuz zaman gördük, her şey saat gibi işledi.
- Ulaş – Benim burda dişçi tecrübem oldu maalesef, dişçi bulmak biraz zor. Çoğu yer yeni hasta kabul etmiyor. Özel polikliniklere gitmek gerekiyor onlar da pahalı, diş çekimi 100 pound civarı.
Eklemek istediğiniz başka şeyler ya da yaşadığınız başka sorunlar var mı?
- Deniz- Şunu eklemeliyim; maalesef burada Türklerin Türklerden hoşlanmaması gibi bir durum var gerçekten. Bunun sebebi, kendi milletinizden insanların, sırf siz buraya yeni geldiniz ve acemisiniz diye heveslerinizden, iyi niyetinizden faydalanmaya çalışması. Maalesef buraya göçerken ‘kurnazlığını’ ülkesinde bırakamamış çok insan var, bu yüzden Türkiye’de yaka silktiğiniz insan çeşitleriyle burada da sık karşılaşacağınızı söylemek isterim.
- Ulaş- Kokoreç, midye tava, ezine peyniri gibi çok sevdiğim yiyecekler burda yok.
Yurt dışına çıkmadan veya orada yaşamaya başlamadan önce keşke bilseydim dediğiniz bir şey var mı?
- Deniz - Kendi deneyimlerimden yola çıkarak söyleceğim en önemli şey şu olur; gideceğiniz ülke/şehir her neresiyse, kendiniz gidip görmeden size verilen tavsiyelere güvenerek hareket etmeyin. Çünkü bu tavsiyeler genelde çok öznel oluyorlar, herkesin beğenileri, beklentileri ve öncelik sıralaması farklı olduğu için, en yakın arkadaşınızın önerisi bile size hiç uymayabiliyor. Gidip görmeden ve kendiniz tecrübe etmeden, uzaktan önemli kararlar almayın derim, mesela gitmeden ev tutmak gibi.
- Ulaş- Deniz’e katılıyorum burda yasamaya karar vermeden once imkan varsa gelip burda zaman geçirilmesi iyi bir fikir.
Çok teşekkür ederiz Çizzgi olarak 😇
En Son Eklenen Röportajlar
Yurt dışına gidenler neler yaparak orada iş buldular, ne gibi sorunlarla karşılaşıp o sorunları nasıl çözdüler. Sizler için derlediğimiz röportaj serileri.
